Ekonomi

Merkez Bankası Başkanı Karahan’dan KKM hesaplarının kapatılmasıyla ilgili açıklama: Biraz daha azalması gerekiyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Karahan enflasyon, dezenflasyon ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Fatih Karahan, Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) Ağustos 2023’ten bu yana yaklaşık 100 milyar dolar azaldığının altını çizerek, sürecin kademeli olmasının önemli olduğunu vurguladı.

Bunun için düzenlemeler ve ince ayarlar yaptıklarını anlatan Karahan şunları söyledi:

“Bugüne kadar da makro finansal istikrarı bozmadan, hatta tam tersine güçlendirerek, bir taraftan rezerv biriktirirken bir taraftan da KKM bakiyesini, bunları doğru oranda Türk lirasına çevirerek gerçekleştirdik.”

Karahan KKM hesaplarının neden kapatılmadığına ilişkin soruya , “Bu aşama için doğru bulmuyoruz. Biraz daha azalması gerekiyor. Süreci biraz daha yönettikten sonra değerlendirmemizi yeniden yapacağız, bir süre daha düzenlemeler devam edecek. KKM bir süre daha bakiyesi azalarak gelişmeler çerçevesinde devam edecek” cevabını verdi.

‘Eylül ayı enflasyonu beklentilerimizin biraz üzerinde geldi’

Eylül ayı enflasyon verilerini değerlendiren Karahan, burada hizmet ve işlenmemiş gıda fiyatlarının öne çıktığını ifade etti. Genel görünüme bakılması gerektiğini anlatan Karahan, şunları söyledi:

“Bu ay içinde topladığımız verilerden ulaştığımız sayı yüzde 2,5. Piyasa beklentisi ise yüzde 2.2. Beklentimizin biraz üzerinde geldi TÜİK enflasyonu. İşlenmemiş gıda fiyatları bu ay beklentimizin üstünde geldi. Burada oynaklık oldukça yüksek. Birkaç aydır oldukça düşük geliyordu işlenmemiş gıda. Bu ay biraz yüksek geldi. Genel görünüme bakmak gerekiyor. Bunu Haziran ayında da söyledik. Haziran ayında enflasyon 1.6 geldi. Piyasa beklentisinin çok çok altındaydı. Tarih göstergeleri de olumlu seyrediyordu. İstediğimiz gibi olmasına rağmen biz o zaman ‘tek bir yerden çıkarım yapmak doğru olmaz’ demiştik. Enflasyon seviyesi yüksekken oynaklık yüksek olur. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Aydan aya bazen yüksek bazen düşük gelebilir. İki yönlü oynaklık olur” değerlendirmesinde bulundu.

Karahan, dezenflasyon sürecinde kamu kurumlarıyla eş güdümün önemine değinerek, bunun üst düzeyde olduğuna vurgu yaptı. Bu süreçte eş güdümü devam ettirerek enflasyonu birlikte düşüreceklerini ifade eden Karahan, şöyle devam etti:

“Merkez Bankası olarak fiyat istikrarını sağlama hedefimiz doğrultusunda politikamızı ve araçlarımızı kendimiz belirliyoruz. Kamu maliyesi tarafına baktığımızda da aslında OVP’ye bakmak lazım. Önümüzdeki sene bütçe açığının ciddi bir azalma göstereceği tahmini var. Biz de bunun gerçekleşeceğini düşünüyoruz.”

Bütçe açığının azalarak dezenflasyon sürecinde kendilerine destek olacağını ifade eden Karahan, yönetilen, yönlendirilen fiyatlara yapılan ayarlamaların belirlenmesinde de Merkez Bankasının hedefinin gözetildiğini belirtti.

‘Enflasyondaki ana eğilimdeki düşüşe bağlı olarak para politikası duruşumuzu belirliyoruz’

TCMB Başkanı Karahan, faiz oranlarının nasıl belirlendiğine ilişkin de bilgi verdi. Karahan, “Enflasyon görünümüne ve enflasyon beklentilerine bakıyoruz. Enflasyondaki ana eğilimdeki düşüşe bağlı olarak para politikası duruşumuzu belirliyoruz. Yurtiçi talepteki yavaşlama da enflasyon görünümünde önemli. Fiyatlama davranışlarını takip ediyoruz. Dolayısıyla oldukça fazla sayıda veriyi gözden geçirerek kararlarımızı alıyoruz. Aylık enflasyonun ana eğiliminde de para politikası duruşunu belirlerken burada yaşanacak belirgin ve kalıcı bir düşüşten emin olmak istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

‘Vatandaş öncelikle enflasyonun düştüğünü görmek istiyor ki düşeceğine inansın’

Karahan, OVP’de yer alan yıl sonu yüzde 41.5 enflasyon tahminin Merkez Bankası’nın hedef bandının içinde yer aldığını söyledi. Enflasyonun yüksek olduğu dönemde, enflasyonu sene başında tahmin etmenin zor olduğunu ifade eden Karahan, enflasyon beklentileriyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Üç kesimin beklentisine bakıyoruz. Piyasa katılımcıları makro analiz doğrultusunda yaptıkları için para politikası ve tabii ki maliye politikası duruşuna göre hem bu sene için hem de ilerisi için bir tahmin belirliyorlar. Reel sektörün beklentileri de iyileşme eğiliminde. Birkaç aydır iyileşiyor. Hane halkı beklentisi oldukça yüksek. Enflasyon beklentileri vatandaşın daha çok görünen fiyatlarla alakalı. Beklentiden ziyade gerçekleşmeden şekilleniyor. Enflasyon geçmişte yüksek olduğunda da gelecek enflasyon beklentisi yüksek oluyor. Bunun kırılması zaman meselesi. İnandırıcılıktan da ziyade enflasyon düştükçe beklentiler iyileşecek. Vatandaş öncelikle enflasyonun düştüğünü görmek istiyor ki düşeceğine inansın.”

‘ENAG TÜİK ve İTO verileri yeşil elma, kırmızı elma gibi farklı’

Karahan, ENAG, TÜİK ve İTO verilerinin birbirinden farklı olmasına ilişkin, 3 endeksin farklı yöntemlerde çalıştığını belirtti ve şunları ifade etti:

, “Bu 3 endeks aynı şeyi ölçmüyor. Tamamen farklı şeyleri de ölçüyor. Aynı sayıları eklemek doğru değil. Yani bir elma armut kadar farklı değil ama belki yeşil elma kırmızı elma gibi. Aynı şey değil. Dolayısıyla birebir birilerini aylık olmasa da 12 aylık fazla, 6 aylık bazda takip etmesi doğru. Ama birebir aynı sayıları beklemek doğru değil. Çünkü ölçtüğü şeyler farklı, yani topladığı fiyatlar farklı. Aynı ürünlerin fiyatlarını toplanmıyor. Bölgeler farklı. İTO sadece İstanbul’da topluyor, TÜİK daha genel topluyor ve yöntem farklı. Mesela ENAG online topluyor. Onun için ciddi farklılıklar var” bilgilerini paylaştı.

‘Enflasyon indikçe sürdürülebilir büyüme sağlanacak’

Karahan, reel sektörde yavaşlamaya yönelik soruya, “2024’te büyümede bir miktar yavaşlama olmasını bekliyoruz. Bu sene büyüme potansiyel büyümenin bir miktar altında gerçekleşecek. Bunun yanında OVP’de belirtildiği gibi, enflasyon indikçe, kalıcı fiyat istikrarı sağlandıkça sürdürülebilir büyüme sağlanacak.” dedi.

Firmaların konkordatoda bulunmasına ilişkin soruya ise Karahan, “Finansal stres altındaki firmalar faaliyetlerine devam ederken ödeme kolaylığı elde etmek için konkordato talebinde bulunabiliyor. Bütün verilerin tarihsel ortalamaların oldukça altında olduğunu görüyoruz.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu